Osmanlı edebiyatında 16. yüzyılın başından itibaren şehr-engız adı verilen yeni bir tür gelişir. Yazarlara yeni bir sanat gösterme alanı açan bu tür kısa zamanda yaygınlaşır, birçok eser ortaya konur. Bu yazın alanının özelliği şairin kendi yaşadığı şehirde, çevresinde gördüğü, tanıdığı "güzel" (dil-ber; mahbüb) denen ya da "güzeller" kavramıyla yansıtılan kişi tasvirleridir.