Mehmet Akif Ersoy University Journal of Social Science Institute

1-24

Authors: Zahide SUNGUR

14 Mayıs 1950 seçimleri ile iktidara gelen Demokrat Parti (DP), Türk siyasi tarihinde bir dönüm noktası olduğu kadar, ekonomi tarihi açısından da bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Bu çalışmada, DP döneminde Türkiye’de uygulanan tarım politikaları ve bu politikaların tarım sektörü ve genel olarak Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri araştırılmaktadır. Çalışma kapsamında, DP’nin iktidara geldiği 1950 yılından, DP iktidarının sona erdiği 1960 yılına kadar geçen 10 yıllık sürede uygulanan ekonomi politikalarının etkileri, bu dönemi kapsayan veriler yardımıyla ortaya koyulmaktadır. Sektörel verilere ilaveten, Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH), ekonomik büyüme, sektörel paylar ve sektörel büyüme hızları da analiz edilmektedir.

42-63

Authors: Nil Esra DAL, Veysel DAL

Pazarlama ve girişimcilik farklı iki akademik disiplin olmanın yanı sıra birbiriyle ilişkili çalışma alanlarıdır. Bu çalışmada girişimci pazarlama kavramsal olarak ele alınmıştır. Çalışmada girişimci pazarlamanın, geleneksel pazarlamayla karşılaştırılmasına, girişimci pazarlamanın süreçlerine, girişimci pazarlama strateji ve taktiklerine yer verilmiştir. Girişimci pazarlamanın gelişimindeki dönüm noktaları çerçevesinde, girişimci pazarlamanın tarihçesine değinilmiştir. Girişimci pazarlamanın boyutları ve girişimci pazarlama için bir model ele alınmıştır. Çalışmanın girişimci pazarlama alanında pazarlama literatürüne katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

88-108

Authors: Abdulkadir YALDIR, Leyla ÖZGÜR POLAT

Üniversiteler gibi kamu kurumlarında yazışma süreçleri genellikle zaman alıcı, iş yükünü ve bürokrasiyi arttırıcı faaliyetlerdir. Bu nedenle kurumlar, iş süreçlerinde ürettikleri belgeleri sistematik bir şekilde yönetmelerine destek sağlayan bilgi sistemlerine ihtiyaç duyarlar. Elektronik Belge Yönetim Sistemi (e-BYS), çalışma ortamından bağımsız olarak belgelerin istenen zaman ve standartta hızlı ve hatasız şekilde üretilmesini, kaydedilmesini, dağıtılmasını, arşivlenmesini ve istenen kriterlere göre arama yapılarak belgeye erişilmesini sağlayan bilgi sistemidir. Bu özelliklerinden dolayı, ilgili mevzuat, yönetmelik ve standartlar gereğince kamu kurumlarında son yıllarda e-BYS uygulamalarına geçiş yapılması bir zorunluluk haline gelmiştir. Dolayısıyla, üniversitelerde de alternatifler arasından güvenli, hızlı, kullanıcı dostu, esnek, etkin ve sürdürülebilir e-BYS yazılımlarının seçilmesi ve kullanılması önem kazanmaya başlamıştır. Ancak ilgili literatür incelendiğinde, uygun yazılım seçim sürecinin yeterli düzeyde ele alınmadığı görülmektedir. Bu çalışma kapsamında, üniversitelerin beklenti ve ihtiyaçlarına yönelik en uygun yazılım seçimi için kriterler belirlenmiş ve bu kriterler Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) ve Bulanık AHP yöntemleri ile ağırlıklandırılmıştır. Alternatif yazılımlar iki farklı yöntem ile ağırlıklandırılan kriterlere göre çok kriterli karar verme tekniklerinden AHP, Bulanık AHP ve TOPSIS yöntemleri kullanılarak sıralanmıştır. Çok kriterli karar verme teknikleri ile sonuçlar karşılaştırılmış ve yöneticilere karar vermelerinde yol gösterici olmak amaçlanmıştır.

133-147

Authors: Esra Burcu BULGURCU GÜREL, Özlem ÇETİNKAYA BOZKURT

Duygusal emek, bireyin işini yaparken kendisinden beklenilen duyguları sergilemesidir. Gerçekte hissedilen duygular ve bireyden beklenilen duygular arasındaki çatışma ortaya duygusal uyumsuzluk, çıkmasına neden olmaktadır. Bu uyumsuzluk birey açısından çeşitli olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Araştırmanın amacı, çalışanların duygusal emek düzeylerinin, iş tatminleri ve duygusal tükenmişlikleri üzerindeki etkisini saptamaya çalışmaktır. Araştırma, işlerini yaparken sürekli olarak duygusal emek kullanmak durumunda olan 307 öğretmen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, veri toplama yöntemi olarak anket formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 20.0 programı yardımıyla test edilmiştir. Araştırma sonucunda duygusal emeğin alt boyutlarından olan yüzeysel davranış sergileme ve iş tatmini arasında negatif, derinden davranış ve doğal davranış sergileme ile iş tatmini arasında pozitif bir ilişki saptanmıştır. Diğer taraftan yüzeysel ve doğal davranış sergilemenin duygusal tükenmeyi arttırdığı, derinden davranış sergilemenin ise duygusal tükenmeyi azalttığı sonucuna varılmıştır.

166-180

Authors: Hatice ALTUNOK

Siyaset ve yönetim ilişkisi spesifik bir ifadeyle iktidar ve bürokrasi ilişkisi siyaset bilimi ve kamu yönetimi alanlarının en çok uğraştığı konulardan biridir. Konunun kuramsal olarak incelenme yönünün zenginliği kadar, uygulamaya dönük boyutları da bir o kadar zengin malzemeye sahiptir. Siyaset ve yönetimin ayrılığı ve birlikteliği meselesi kuramsal tartışmalarda önemli yer tutarken, uygulamada da genellikle bu iki gücün birbirine müdahale düzeyleri üzerine değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu çalışma kapsamında ise, siyasetin atama yetkisini kullanarak bürokrasiyi şekillendirmesi ve siyaset alanını daraltabilen güçlü bürokrasi sorunu üzerine genel bir değerlendirme sunulmuştur. İnceleme çerçevesinde Türk siyasal ve yönetsel tarihinden bazı örneklere atıfta bulunulmuş ancak belirli bir dönem özeline odaklanılmamıştır.

193-211

Authors: Meral BATUR

Bu araştırmada Türk resminde günlük yaşamı konu olarak seçen sanatçıların eserleri ve bu eserlerindeki imgeler sembolik açıdan irdelenerek değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmenin yapılabilmesi için öncelikle kaynaklar taranmış, eserlerinde bu konuyu işleyen sanatçıların kimler olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen sanatçılarla ilgili önceki yıllarda yazılmış yazılar ve yapılmış röportajlar incelenmiş seçilen bu sanatçılarla konuyla ilgili yüz yüze yapılan röportajlar sonucunda sanatçıların işleri hakkında çok yönlü bir bakış açısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Sanatçıların gerek ulusal gerekse uluslararası müzelerde sergilenen eserleri ve basılı kaynaklar incelenerek edinilen bilgiler doğrultusunda sanatçıların bu bağlamdaki eserleri tespit edilmiş ve orijinal eserler üzerinden incelemeler yapılmıştır. Bu araştırmayla Türk resminde günlük yaşam sahnelerinin sanatçılar tarafından nasıl ele alındığı gözler önüne serilmiştir.

222-231

Authors: Esme ÖZDAŞLI

Bahtiyar Vahabzade’nin hayatı Azerbaycan tarihinin en buhranlı dönemlerinden birine denk gelmektedir. Bu dönemde Sovyetler Birliği’nin hakimiyetinde baskı altında yaşayan Azerbaycan Türklerinin siyasi ve sosyal hayatı Moskova’nın denetimine tabiydi. Vahabzade’nin tabiri ile ‘halklar hapishanesini’ andıran SSCB’de insanların demokrasi talepleri büyük bir şiddetle bastırılmaktaydı. Bu dönemde tüm engellemelere rağmen Sovyet rejimini eleştiren en önemli münevverlerden biri Vahabzade olmuştur. Komünist rejiminin yasakladığı ‘millet’, ‘Türklük’ gibi kavramları eserlerinde cesurca kullanan Vahabzade, 1959 yılında Azerbaycan’ın İran ve Rusya arasında bölünmüşlüğünü konu alan ‘Gülistan’ şiiri nedeniyle çalıştığı üniversiteden kovulmuş ve iki yıl ev hapsinde yaşamaya mecbur kalmıştır. Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasında katkısı olan aydınlardan biri olan Vahabzade, ölünceye kadar münevver kimliği ile ülkesinin ve Türk dünyasının gelişmesi için düşünmeye ve eserler vermeye devam etmiştir.

248-260

Authors: Tuğba KODAL, Oktay KÖSE

Postmodern süreçte yazınsal alanda iki ya da daha fazla metin arasındaki alışverişleri belirtmek için kullanılan metinlerarasılık kavramı, yazınsal alanın dışında göstergelerarasılık işlemiyle kendini göstermektedir. Sözsel olmayan sanatlar sözsel sanatlardan ayrı olarak farklı anlatım biçimlerini kullanarak göstergebilimsel bir ayrım oluşturmaktadırlar. Bu nedenle sözsel olmayan sanatların kendi aralarındaki alışverişlerine “metinlerarası alışverişler” yerine “göstergelerarası alışverişler” adı verilmektedir. Bu tanımlamaya uygun olarak, farklı disiplinlerin bir araya gelmesi, daha önce yapılan bir çalışmanın alıntılanması, yansılanması, taklit edilmesi vb. işlemleriyle bir yenidenüretim sürecine girilir. Bu genel kullanımın yanında, zamanla aynı sanat türüne ait olan yapıtlar arasındaki alışverişleri tanımlamak için her uğraş alanına özgü kavramlar türetilmiştir: sinemalararasılık, müziklerarasılık vd. Bu çalışmanın odağında yer alan temel kavram ise “resimlerarasılık” kavramıdır. Bu çalışmada resimlerarasılık olgusunun Türk Resim Sanatındaki yeri sorgulanmıştır. Makalede yöntem olarak yazınsal alandaki metinlerarası yaklaşımın resim sanatındaki karşılığı olarak resimlerarasılık adı verilen bakış açısına göre tanımlanacaktır. Bir başka deyişle çalışmamızda metinlerarasılığın kimi verilerinin Türk Ressamların resimlerindeki var olma biçimleri belirlenmeye çalışılmıştır.

282-307

Authors: Hayriye SAĞIR

Çağdaş politik öğretilerden biri olan liberalizm terminolojide ilk kez 19. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. 18. yüzyıl ortalarında Fransa ve İngiltere’de ortaya çıkan ve “laissez-faire”-“bırakınız yapsınlar” kavramıyla anılan liberal düşünce genel olarak merkantalist düşünceye tepki şeklinde gelişmiştir. Liberalizm modern dünyanın temel felsefi ve düşünsel temellerini oluşturmaktadır. Reform hareketleriyle başlayan yeni dünyanın yaşama biçimini şekillendiren liberalizmi temel alan toplumlar bugün dünyada yükselmekte olan değerlere öncülük etmekte, dünyadaki siyasi dengeleri ellerinde bulundurmakta, dünya ekonomisinin merkezini oluşturmakta ve kendi vatandaşlarına büyük bir refah ve zenginlik yaratmaktadırlar. Liberal düşünce ademi merkeziyet odaklı bir yönetim sistemini benimsemiştir. Demokrasi, eşitlik, çoğulculuk, özgürlük liberal ideolojinin temel değerleridir ve bu değerlerin optimum kullanıldığı yer yerel alandır. Ancak benimsemiş olduğu yerel yönetim sistemini Batı dışı dünyayı göz ardı ederek evrenselleştirmesi, liberal ideolojiye yönelik eleştirilerin odak noktasını oluşturmaktadır. Hazırlanan bu çalışmada liberal düşünce biçimi ve söz konusu düşüncenin başarısının nedenleri ile birbirini güçlendiren öğretiler olarak liberalizm yerel yönetim ilişkisi irdelencektir.

323-342

Authors: Ahmet SARITAŞ

Seçim dönemlerinde ve seçim dönemleri sonrasında siyasal partilerin seçmenleri ile iletişim kurmasında internet bir köprü görevindedir. Günümüz de teknolojinin gelişmesiyle birlikte siyasal partiler web sitesi kullanmaya başlamışlardır. Siyasal partiler web sitelerini seçmenlerinin ilgisini çekecek şekilde tasarlayarak seçmenlerinin ilgisini çekerek seçmenleriyle bir iletişim ortamı oluşturmaktadırlar. Bu çalışma da 26. Dönem milletvekillerinin web siteleri incelenmiştir. Web sitesi olan milletvekilleri belirlenerek web sitelerinin analizleri yapılmıştır. Araştırmanın ilk bölümünde literatür taraması yapılarak, siyasal pazarlama ve siyasal pazarlama karması konularının üzerinde durulmuştur. Araştırmanın ikinci bölümünde siyasal iletişim, siyasal bilgilenmede internetin rolü konularında araştırmalar yapılmıştır. Son bölümde ise siyasal partilerin web sitelerinde olması gereken görsel ve teknik ölçütler belirlenmiştir. Web sitesi olan milletvekillerinin web siteleri görsel ve teknik ölçütler üzerinden incelenerek içerik analizi yapılmış, elde edilen bilgiler üzerinden yorumlanmıştır. İşlevsellik ve tasarım fonksiyonları belirlenerek analizler yapılmıştır.

366-383

Authors: Mesut DOĞAN, Mete KARAYEL

Bu çalışmada Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören firmaların yönetim kurulu ve sahiplik yapısının CEO değişimi üzerindeki etkisinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada 2009-2013 yılları arasında BİST imalat sanayide işlem gören 136 firmanın verilerinden yararlanılmıştır. Söz konusu yıllar arasında CEO’su değişen firmalar ve değişmeyen firmalar olarak iki gruba ayrılmış ve böylelikle iki grubun yönetim ve sahiplik yapısında ne gibi farklılıklar olduğunu tespit edilmiştir. Ampirik analizlerde lojistik regresyon, korelasyon, t-testi yöntemlerine ve tanımlayıcı istatistiklere yer verilmiştir. Yapılan analizler sonucunda yönetim kurulu üye sayısı ve büyük hissedarın sermaye payı ile CEO değişimi arasında pozitif bir ilişki; buna karşın yönetim kurulu ve CEO sahipliği ile CEO değişimi arasında negatif bir ilişki tespit edilmiştir. Bununla birlikte CEO’nun aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olması durumunda CEO değişme ihtimali azaldığı belirlenmiştir.

404-414

Authors: Gülnar KARA

19. Yüzyıldaki Rusya İmparatorluğu’nun dış politikasının önemli ölçüde Doğu meselesine yönelik olmuştur. 19. Yüzyılın ortalarından itibaren bu politika Orta Asya ve Kafkasya’daki yayılmacılık politikasıyla birlikte yürütüldü, fakat asrın sonlarında Osmanlı Devleti’nin zayıflamasını da fırsat bilen yüzyıllardır düşlediği sıcak denizlere inmek, Balkan Yarımadası’na sahip olmak arzusuyla İstanbul ve Çanakkale Boğazları’na sahip olma fırsatını elde etmiş ve bu amaç doğrultusunda çaba sarfetmiştir. Bu projenin gerçekleşmesi için Rusya’nın İstanbul’daki diplomatları ve diğer temsilcilerinin gösterdiği yoğun çalışmalar da dikkate şayandır. Bu bilimsel çalışmada 1883-1897 yılları arasında Rusya’nın İstanbul’daki büyükelçisi A. İ. Nelidov’un hazırladığı ve gerçekleşmesi için uzun uğraşlar verdiği “Boğazların İşgali Hakkındaki Projesi” ele alınacaktır. Çalışmada, Büyükelçi Nelidov’un Rus Çarı için hazırladığı projenin çevirisi ve proje etrafında oluşan tartışmalar, bunun için yapılan askeri hazırlıklar ve projenin neden gerçekleşmediği Rus kaynakları ışığında incelenecektir.