Nevşehir Hacı Bektaş Veli University Journal of ISS

1-18

Authors: Devrim ÜMİT

While globalization and global security are leading to a people-centered security approach and while Turkey is emerging as a significant regional and international player, the country has become more responsive not only to the conflicts in its region, but also to the resulting humanitarian crises such as the ongoing Syrian humanitarian crisis following the outbreak of the civil war in Syria which completed the severe third year on 15 March 2014 with two and a half million refugees fleeing to neighboring countries and six and a half million internally displaced people within Syria. Tens of thousands of people in a short span of time had to run off the atrocities and massacres committed by the Syrian state to find shelter in bordering countries while leaving their loved ones, homes, and jobs behind which they hoped to return to before too long. Turkey has opened its doors since late April 2011 for safe haven and humanitarian aid to the massive influx of refugees of diverse ethnic, religious, and sectarian backgrounds from all walks of life regardless of age, gender, social status, and political affiliation fleeing from the violent civil war that has been continuing with harsh records of imprisonment, torture, and persecution. Passed only by Lebanon, as a host country for the second largest bulk of the Syrian refugees, Turkey has been endeavoring with legal, social, cultural, political, financial, and security tools to manage the task of providing the Syrian refugees with temporary protection, based on open door policy and the principle of non-refoulement, on a sustainable pattern taking into account the high possibility of the long-tenure of the broader Syrian crisis and the consequent refugee crisis, the worst humanitarian crisis in years. Therefore, this paper will shed some light on the changing dynamics and parameters of the Turkish foreign policy as the country has been burgeoning as an important peace broker in regional conflicts and a key player in the Middle East while putting the Syrian refugees in Turkey in the spotlight. Keywords: Turkish foreign policy, Syrian refugee crisis, global security, humanitarian assistance

41-64

Authors: Ayhan Seyfullahoğulları

Dünya gündeminde çok önemli bir yer tutan turizmden; ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda beklentileri olan Türkiye’nin turizm olgusuna bakış açısını genişletmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, turizmin çeşitlendirilmesinde gittikçe artan bir öneme sahip olan Medikal Turizmin dünyadaki ve ülkemizdeki mevcut durumunu ortaya koymak, ülkemizin bu sektördeki payını arttırmak için yapılması gerekenleri belirlemek ve hizmet sunan sağlık personelinin hizmet sunumu açısından gerekli olan eğitim gereksinimlerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Veri grubuna öncelikle boyut indirgeme amacına yönelik olarak faktör analizi uygulanmış, daha sonra tanımsal analiz yapılmış ve elde edilen sonuçlar yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Medikal Turizm, Faktör Analizi, Tanımsal Analiz.

83-89

Authors: Ferit KULA, Alper ASLAN

Using the Fully Modified Ordinary Least Squares (FMOLS) and Dynamic Ordinary Least Squares (DOLS), we illustrate that the strong relation between official and black market exchange rates is rejected for 13 Middle East and Northern African Countries (MENA) countries. Keywords: Black market exchange rates, FMOLS, DOLS. JEL classification: F31

103-110

Authors: Fevzi Volkan Güngördü

During prehistoric times, due to its natural structure and impressive color, obsidian was a common material for tool production. As a result of chemical analyses, scientists are capable for source analyses on obsidians which have unique elemental compositions in every different sources. By means of these analyses, which obsidian sources were exploited to produce obsidian tools can be identified. This information is significant for archaeologists in the process of realizing inter-regional connections. Cappadocia region is one of the significant obsidian sources in the Near East. Cappadocian obsidians were exploited and manufactured by local Pre-Pottery Neolithic sites and they were diffused in Syria, Levant and Cyprus. The identification of Cappadocian obsidians in different regions of the Near East is important to show the connections between Syria, Levant, Cyprus and Cappadocia in 10.000 years ago. Keywords: Obsidian, chemical analyses, Pre-Pottery Neolithic, Near East, Cappadocia.

128-145

Authors: Tahsin AKTAŞ, Bahar İŞİGÜZEL

Yapılandırmacı kuramı temel alan bir yabancı dil öğretme süreci, çevre koşullarını ön plana çıkaran ve çevrede olup biten olayları ve bu olayları yaşayan öğrencilerin bilişsel ve psikolojik durumlarını sürekli olarak göz önünde bulunduran bir yol izlemektedir. Karşılıklı etkileşimin büyük önem kazandığı bu kuramda eğitim ortamı, kişinin kendi dünya görüşünü oluşturan yapılandırmacı bir mekân olarak görülmektedir. Bu mekânda öğrenci her türlü baskıdan uzak, istediği gibi hareket edebilme özgürlüğüne sahiptir. İnsan beyni pasif bir düzenek değil, tam tersine aktif olarak hareket edebilen, kazanılan bilgilerin işlendiği ve organize edildiği bir mekanizma olarak değerlendirilmektedir. Duyu organlarıyla algılanan yabancı dilin zihinde işlenmesi süreci, deneyime dayanan, kişiye özgü, eleştirisel, sorgulayıcı ve bilişsel yapılandırmacı işlemleri takip etmektedir. Yabancı dili anlama süreci ise, elde edilen yeni yabancı dil bilgileri ile daha önce kazanılan dilsel ve çevresel bilgiler arasındaki etkileşim sonucu gerçekleşmektedir. Bir başka deyişle öğrenilen yeni bilgiler, edinilen eski bilgilerle birleşerek beyinde işlenmekte ve daha sonra üst üste yığılarak yapılanmaktadır. Yabancı dil öğretim sürecinde yapılandırmacı kuramı benimsemiş bir yabancı dil öğretmenin öğrencilerine rehber olarak, öğrenci merkezli bir bakış açısıyla eğitim ortamını düzenlemesi ve öğrencilerin bilişsel ve psikolojik durumlarını sürekli olarak izlemesi yabancı dil dersinin başarısı için önemli bir adım olmaktadır. Bu çalışmada yabancı dil öğretmenlerin yapılandırmacı yaklaşımı temel olarak öğretme süreçlerinden olumlu yönde nasıl çıkarımlar yapabilecekleri üzerinde durulmuştur. Anahtar Kelimeler: Yapılandırmacı kuram, yabancı dil öğretimi, öğretme süreci, öğretmen rolü.

5-21

Authors: Funda ÇOBAN

Sosyal bilimler, birey ile toplum, fail ile yapı, mikro ile makro yapılar gibi ikiliklerden doğan tartışmalarla doludur. Tartışmalara siyasetbilimi cephesinden bakıldığında yapılar içinde mikro aktörlerin birer özne olarak etkililiklerinin-en azından 1960’lara dek- fazla dikkate alınmadığı görülmektedir. Sorunu irdelemek içinse siyaset anlayışımızı gözden geçirmek;siyasalı genel yapıların bağrında koşullanan; ancak mikro düzeyde aktör eylemlilikleriyle şekillendirilen açık uçlu bir süreç olarak düşünmek gerekmektedir. Bu soruna hitaben siyasal olan makro düzey analizlerin konusu aktörlerin etkileri ile mikro düzeydeki özneler arasında süregiden agonistik bir alantutma mücadelesi olarak tanımlanabilir. Alan mücadelesinin tarafları, makro düzey analizlerin inceleme nesnesi yapılarda tezahür eden egemen iktidar ilişkileri (devletler, ekonomik ve politik örgütlenmeler, siyasal partiler vb.) ile mikro düzeyde faaliyet gösteren faillerdir (bireyler, yerel topluluklar ve gruplar gibi). Çatışmanın içeriğini inşa edense, alan kavramının içindeki zaman ve uzam yüklemleridir. Bu bağlamda, alan mücadelesi olarak siyasal, zamanın ve uzamın sınırlarının çizilmesi, değiştirilmesi ve zaman zaman da muğlaklaştırılması olarak yeniden tariflenebilir. Anahtar Kelimeler: Siyaset, Siyasal, Zaman, Uzam, Gündelik Yaşam

38-61

Authors: Leyla KAHRAMAN

Siyasal alanın herkese açılması için yürütülen mücadele süreci bireylerin oy hakkı kazanması ile tamamlanmamıştır. Siyasetin en çıplak haliyle kitlelerin hak ve çıkar arayışlarına açık hale gelmesi mümkün olmamıştır. Çünkü güç ilişkileri bu kez de siyasal pazarlama adı altında medyanın imkanları üzerinden yürümeye başlamıştır. Siyasal iletişim süreci artık hegemonik iktidarın kurulması ve kurumsallaştırılması çerçevesinde işlemektedir ve bu süreçte en önemli unsur seçimli demokrasiler için baskın hale gelen “kitlelerin” çoğu zaman demokratik öz feda edilerek etkilenmesi/yönlendirilmesidir. Siyaset sadece sonuç odaklı hareket ederek medya normlarına teslim olduğu andan itibaren sömürgeleştirilir ve demokratik özünü yitirir. Tüm eğilimlerin yer alarak müzakere zemini oluşturulan, rasyonel bir kamusal alanın yerini sınırlı azınlığın egemen olduğu sahte bir kamusal alan alır. Bu çalışmada -geçmişten günümüze çok farklı biçimlerde de olsa her yönetim türünde bulunan- siyasal iletişimin medya üzerinden siyasal pazarlama faaliyetleri çerçevesinde kurulması ve sürdürülmesi, medyanın siyasal iletişimdeki rolü ve medya ile siyasal iletişimde yaşanan dönüşüm demokratik açıdan irdelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Siyasal iletişim, siyasal pazarlama, medya, medya demokrasisi, medyakrasi, demokrasi

79-97

Authors: Uluç ÇAĞATAY, Vahap Tecim

Bu çalışmada, önemi gün geçtikçe artan ve kullanım alanları genişleyen taşınmaz değerlemesinin bütünleşik olarak yapılmasını sağlayacak bir model önerisinde bulunulmuştur. Önerilen model, Uluslararası Değerleme Standartları çerçevesinde Coğrafi Bilgi Sistemi tabanlı tasarlanmış olup ağırlıklı olarak kentsel taşınmazların değerlemesine yönelik olarak geliştirilmiştir. Yapılan uygulama ile CBS teknolojisi kullanılarak gerçekleştirilen diğer çalışmaların aksine sürecin yönetimi değerleme uzmanına verilmiş ve pazar değerini kapsayacak çözümlerin üretilmesi sağlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Taşınmaz Değerlemesi, Uluslararası Değerleme Standartları, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Yönetim Bilişim Sistemleri, Konut Finansman Sistemi,

119-137

Authors: Ahmet Uçar

Bu çalışmada genel olarak yerel yönetimlerin insan yaşamındaki yeri ve öneminden bahsedilecek, yerel yönetimlerin halkın hayatını ve günlük işlerinde ihtiyaç duyduğu birtakım hizmetlerin görülmesinde kendilerini ilgilendiren işlerle ilgili kararların alınmasında ne kadar etkin olabildikleri ve katılabildikleri tartışılacaktır. Dolayısıyla halkın kendisiyle ilgili kararların alınmasına katılımının önemi vurgulanacak ve bunun yanında kararların alınmasından sonra halka sunulan hizmetleri sunanlardan da hizmetleri etkin ve verimli sunup sunmadıkları konusunda hesap sorulabilmesi tartışılacaktır. Ardından şu an yürürlükte olan yerel yönetim mevzuatlarımızda katılım, hesap verebilirlik ve yönetişim uygulamalarına ne kadar yer verildiği incelenecektir. Bu bağlamda konuyla ilgili birtakım çözüm önerileri sunulmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Yönetişim, Katılım, Hesap Verebilirlik, Yerel Yönetim, Yerel Politika ve Hizmet.

155-167

Authors: Zuhal GÜLER, Derya ÇIRAKOĞLU, Meral TOKMAK

Çalışmanın konusunu, genelde bir kırsal kalkınma modeli olarak köy-kent olgusunun incelenmesi, özelde ise Bolu ili Mudurnu ilçesi Taşkesti beldesinde uygulandığı şekliyle köy-kent projesinin 34 yıl aradan sonra sosyo-ekonomik etkilerinin izini sürmek oluşturmaktadır. Çalışmanın temel amacını, köy-kent projesinin Taşkesti’nin sosyo-ekonomik dönüşümünde yerinin ne olduğunun ortaya konulmasıdır. Bu bağlamda yine Taşkesti örneğinden hareketle genel anlamda kırsal kalkınma projelerinin özelde ise Taşkesti’de uygulandığı şekliyle köy-kent projesinin işleyen ve işlemeyen yönlerinin nedenleri ile ortaya konulup kırsal kalkınma politikaları açısından analiz edilmesi de çalışmanın yan amacını oluşturulmaktadır. Çalışmada veri toplama tekniği olarak öncelikle raporlar, arşiv vb. gibi yazılı kaynaklardan yararlanılmıştır. Bunun yanı sıra Taşkesti’de projenin hayata geçirilişine tanık olan kişilerle, belediye başkanı ve mahalle muhtarlarıyla yarı-yapılandırılmış ve derinlemesine mülâkat ile odak grup çalışmaları yapılmıştır. Çalışmada elde edilen verilerin, ülkemizde uygulanmış ve uygulanacak olan kırsal kalkınma politikalarının sürdürülebilirliğinin sağlanması için nelerin yapılma(ma)sına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar kelimler: Kırsal Kalkınma Politikaları, Köy-Kent Modeli, Kırdan-Kente Göç, Sürdürülebilirlik, Sosyo-Ekonomik Etki, Kısal Kalkınma Yaklaşımları.