Istanbul Gelisim University Journal of Social Sciences

37-65

Authors: Şener ÇELİK

Suriye’de 2011 yılından beri devam etmekte olan iç savaş, silahlı çatışma hukukuna göre, uluslararası nitelikte olmayan bir silahlı çatışmadır. Suriye, rejime karşı çeşitli saiklerle savaşmakta olan Özgür Suriye Ordusu, El-Nusra Cephesi ve Irak ve Şam İslam Devleti gibi muhalif yapılanmaların askeri ve siyasi varlıklarına son vermek adına, bu unsurlara karşı devletin silahlı kuvvetleri vasıtasıyla savaşın başından beri güç kullanmaktadır. Çatışmanın tarihsel, sosyal, dinsel ve mezhepsel nedenleri ile aktörlerin siyasi motivasyonları ve amaçları çeşitli bilimsel yayınlarda geniş ölçüde incelenmiştir. Ancak savaşın uluslararası hukukun önemli bir dalı olan silahlı çatışma hukuku açısından değerlendirilmesine yönelik çalışmalar literatürde yok denecek kadar azdır. Bu makale sözkonusu boşluğu doldurmak için yazılmış olup, amacı, Suriye iç savaşında silahlı çatışma hukukunun temel kaynağı olan Cenevre Sözleşmeleri’nin ihlalini araştırmaktır. Makalede ortaya konan görüşe göre, Baas rejimi, silahlı çatışma hukukunun beş temel prensibi olan ayırt etme, askeri gereklilik, orantılılık, gereksiz acıya sebebiyet vermeme ve insani davranış ilkelerini ihlal etmiştir.

87-113

Authors: Mehmet Nesip ÖGÜN, Murat ASLAN

Change is inevitable in every conception of politics. The conception of power is not an exception. The main debate of International Relations (IR), realism and liberalism, represent this change process though, change can also be witnessed in each conception as well. The general currency can be observed as a transition from measurable, coercive and deterrent nature towards value-laden, cooperative and co-optive nature of power. The context of power can be assumed by factors such as international political environment and perceived nature of threat that requires a ‘flexible’ approach to describe its nature. Besides intention of actor should be credited to asses the efficiency of its power.

133-160

Authors: Ayşegül GÜNGÖR

1980’li yılların ortasına kadar sadece bir spor oyunundan ibaret olan futbol 1990’ların başından itibaren kendi ekonomik değerini yaratmıştır. Zorlu ekonomik iklime rağmen gelir artışında süreklilik gösteren Avrupa futbol pazarının büyüklüğü 2011/12 sezonunda 19,4 milyar Euro’ya ulaşmıştır. Futbolun yarattığı katma değerin somut etkilerinin hızla yayılması ile yüksek bütçelere sahip futbol kulüplerinin finansal ve yönetimsel analizi ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmada, Avrupa’nın önde gelen halka açık futbol kulüplerinin geleneksel finansal performans ölçütlerine göre finansal analizi yapılmıştır. Futbol kulüplerinin başlıca finansal sorunları tespit edilerek çözüm önerileri sunulmuştur.

197-226

Authors: Hasip SAYGILI

1902 yılı sonlarında Makedonya’ya Avrupa müdahalesi tehditleri üzerine Sultan Abdülhamid Rumeli Umumi Müfettişliğini kurdu. Hüseyin Hilmi Paşa umum müfettiş olarak göreve başladı. Rumeli’de idari alanda iyileştirmeler yapan Hüseyin Hilmi Paşa Makedonya’yı paylaşma kavgası veren komitecilerin terör eylemlerini mali güçlükler ve dış müdahaleler yüzünden müfettişliğin kaldırıldığı 1908 yılına kadar sonlandıramadı. Bu çalışmada Balkanlarda Rus politikasının aparatları olarak çalışan diplomatik misyonların Bulgar komitecileriyle ilişkileri incelenmiştir. Bu ilişkilerin birbirine aykırı gibi görünen destek ve frenleme arasında sürdüğü görülmüştür.

19-42

Authors: Graeme HERD, Wang LI

Like most other countries, China’s security is inseparable from international and domestic affairs as well. For this reason it is necessary to examine the security issues of China through the lens of civil society — social forces distinct from the state and capital. This article aims to argue that China’s long-term security rests on its citizens’ social consciousness and their participation in public affairs, which are the core values of civil society. True to this reasoning, the authors highlight the virtue of a functioning civil society to China’s security and the pivotal role of intellectuals in making this possible.

55-91

Authors: Hasan GÜNGÖRMEZ

Depuis 2003, la nouvelle donne politique au Kurdistan Irakien a engendré des évolutions sans précédent au niveau régional. L’autonomie grandissante du Kurdistan Irakien a fait émerger, dans un Moyen-Orient toujours aussi instable, de nouvelles dynamiques et enjeux géopolitiques. Les pays de la région, et en particulier la Turquie, attachent une grande importance aux relations bilatérales qu’ils entretiennent avec cet Etat embryonnaire. Par ailleurs, la situation de l’Irak, et plus particulièrement celle du Kurdistan Irakien, est devenue une question majeure dans la politique extérieure de la Turquie. Effectivement, en mars 2003, avec l’invasion américano-britannique en Irak, le pays sombra dans une guerre civile, à dimension ethnique et confessionnelle, qui opposent encore de nos jours les diverses parties entre elles. L’Irak est en train de subir un important processus de changement. Ainsi, c’est le seul pays dans lequel les Kurdes ont pu acquérir une autonomie. De fait, les Kurdes d’Irak, de Turquie, d’Iran, de Syrie et ceux qui se trouvent à travers le monde, observent avec une attention particulière les évènements qui se produisent en Irak et plus précisément dans la région du Kurdistan Irakien. L’attitude de l’Etat turc vis-à-vis de la question de la région du Kurdistan Irakien est claire ; la Turquie ne souhaite aucunement la création d’un Etat Kurde dans la région. L’Etat turc veut éviter, à tout prix, l’éclatement d’une guerre dans la région, tout en veillant à ce qu’une éventuelle guerre civile en Irak ne puisse toucher le Nord du pays.

117-136

Authors: Fahri ERENEL, Ebru CAYMAZ

Günümüzde değişen güvenlik anlayışının bir sonucu olarak sadece çatışma ve güvenlik ilişkisinden hareketle yalnızca devletlerin birbirine karşı çatışmaları söz konusu olmamakta ve devletlerin devlet dışı aktörlerle ve devlet içinde de farklı grupların birbirleri ile çatışmalarını kapsayan asimetrik çatışma modelleri daha sık görülmektedir. Bu gelişmeler güvenliğin sağlanması için daha fazla çaba harcanması gerektiğini, ister bölgesel ister ulusal olsun güvenlik sorununun ulusal sınırlar içinde çözümlenemeyeceğini göstermektedir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası örgütler, yeni güvenlik sorunlarına karşı kendilerini yeniden konumlandırma arayışı içine girmişlerdir. Bu çalışma kapsamında da öncelikle başka bir uluslararası örgüt olan Afrika Birliği’nin, Afrika’da meydana gelen güvenlik sorunlarının çözümünde ne denli etkili olduğu irdelenerek, mevcut durum ortaya konacaktır. Sonuç bölümünde ise elde edilen veriler göz önünde bulundurularak alınması gereken tedbirler tartışılacaktır.

159-172

Authors: Merkéta SANALLA

This paper presents the main findings which are focusing interdisciplinary on contemporary trends in the regional policy in Central Europe. These findings are illustrated on regional policy activities in Znojmo region which is a pioneer in so called paradiplomacy activities. These deal consequents upon geographical emplacement on the border of the former Eastern Bloc which constitute area of renewed relations in united central Europe nowadays. These results are obtained by using classical theory of paradiplomacy from Ivo Duchacek and Panayotis Soldatos. Thesis from broader research in paradiplomacy is emphasised on the example of region Znojmo and its paradiplomacy policy. The work is based on case study, which tried to gain the most important facts about followed issues. Through an analysis of selected aspects in these sub-state units is shown its success in researched area which lies not only in a wide range of cultural and tourist industry activities but also in economic area. Management of Znojmo municipality use cross-border co-operation to reduce unemployment rate in region which is one of the key tasks. Negotiation in region is facilitated by creating ad-hoc region to overcome one of the fundamental difficulties of paradiplomacy concept which is the unclear definition of the term sub-state unit and the variety of participants in paradiplomatic negotiation