Manas Journal of Social Studies

1-26

Authors: Seyit Ali Avcu

Sessessionist movements had played a big role in foreign policies of countries in the Middle East, mainly Turkey, Iraq, Iran, Syria, and Russia during the 1990s. This article tries to answer the question of how Kurdish issue and terror stemming from shaped and changed the international subsystem during the 1990s. I propose a theory to explain the succcess or the failure of the sessessionist movements. These movements are dormant or ineffective due to constrains provided by the international system. The change in the international system, in this case the end of Cold War and the Gulf War, created opportunity for ethnic groups, such as Iraqi Kurds to attempt to seccede from central government. The states in the region responded accordingly and this created power vacuum and escalated interestate conflict. In this power vacuum, the support of hegemon for ethnic group was necessary condition for the success of the ethnic secessionist movement. If the USA as a hegemon had supported the seccesionist movements, a new international system would have emerged. However, ideological affinity and alliance between regional power and hegemon, as the case between Turkey and the USA, prevented hegemon to support sessessionist movement. If ineffective state such as Iraq after the Gulf War was unable to defeat the revolt and ethnic group was fragmented, the civil war reigns as happened in Iraq during the 1990s.

59-78

Authors: Azamat Masudunov

Bu çalışmanın amacı, tüketicilerin operatör tercihlerinde etkili olan faktörlerin belirlenmesidir. Araştırmada birinci el verilerden yararlanılmış olup, veriler, Kırgızistan’da 454 cep telefonu kullanıcısından anket yöntemiyle elde edilmiştir. Dört yüz elli katılımcının %44 “Beeline”, % 36 “Megacom” ve %20 “Diğer” operatörlerin müşterileridir. Verilerin analizinde çok sınıflı (multinomial) logit model denemesi gerçekleştirilmiştir. Kırgızistan’da GSM sektöründe faaliyet gösteren Beeline ve Megacom şirketleri için %10, %5 ve %1 önem düzeyinde istatistiki olarak anlamlı bulunan değişkenler belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, demografik özellikler, gelir düzeyi ve sunulan hizmetin kalitesi operatör tercihinde etkili olduğu görülmüştür.

99-128

Authors: Eyüp Zengin, Mustafa Başkurt, Muharrem Es

Küreselleşme eğiliminin 1980’li yıllardan itibaren hız kazanmasıyla birlikte geleneksel kalkınma uygulamalarına duyulan güven sarsılmaya başlamış, böylece yerel ekonomik kalkınma yaklaşımı ön plana çıkmıştır. Ulusal Kalkınma Planlarının merkezden taşraya doğru değil, taşradan merkeze doğru olması zorunluluk haline gelmiştir. Bu doğrultuda, Türkiye’nin öncelikle yerel alt yapıyı geliştirmeye yönelik çalışmalar yapması gerekmektedir. Yerel ekonomik kalkınma, bir yöreye özgü dönüşüm süreçlerinin harekete geçirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda Türkiye’de yerel gelişme politikaları köklü bir değişim sürecine girmiştir. Yönetişim olgusuyla yerel ve merkezi otoriteler, sürdürülebilir yerel kalkınma çerçevesinde yönetimsel sürece katılmaya başlamıştır. Yerel düzeyde paydaşların farklı pozisyonlarının uzun vadede ortak bir payda da uyumlaştırılması çok zor, ancak; ulaşılması gereken bir hedeftir.